Bu sezon Süper Lig’e dönebilmek adına TFF 1.Lig’de Ümraniyespor ile bitmek tükenmek bilmeyen bir rekabetin içine giren Ankaragücü, Ocak ayında elde ettiği avantajları Şubat ayında saklamayı ve elinde tutmayı başardı. Başkent temsilcisi, üst üste puan kayıpları yaşamasına rağmen yine de Ümraniyespor ile arasındaki 3 puanlık farkını korudu ve baharı liderlik koltuğunda oturan bir takım olmanın keyfiyle karşıladı.
Temiz İş
Bu sezon TFF 1. Lig’de zirve yarışının değişmez takımlarından biri olan Ankaragücü, ligin ikinci yarısında oynadığı maçlarda gerçekten konumunu hak ettiğini gösterdi.
Başkentin sarı lacivertli temsilcisi, oynadığı maçlarda galibiyete gitmenin yolunu bir şekilde bulurken, duran toplardan bulduğu goller ve takımın genelinden aldığı skor katkısıyla öne çıktı. Zirve yarışının ortağı Ümraniyespor’un yaptığı hataları bu devrede daha iyi değerlendiren Ankaragücü, liderlik koltuğunu da rakibinin altından söküp aldı.
Ocak ayında oynadığı 3 maçın 3’ünü de kazandıktan sonra Şubat ayında da benzer senaryoyu hayata geçirmeyi planlayan Başkent temsilcisi bu hedefini gerçekleştiremediyse de kış mevsimini iyi kapamayı başardı.
İlk olarak Ankara Derbisinde Gençlerbirliği ile karşı karşıya gelen Ankaragücü, bu maçtan 3-0’lık galibiyetle ayrıldı. Bu maçtan sonra İstanbulspor karşısında sahadan 1-0 mağlup ayrılarak 6 haftalık galibiyet serisinin bitmesine engel olamayan Mustafa Dalcı’nın takımı, bir de Menemenspor’a takılınca taraftarını endişelendirdi.
Ancak aynı haftalarda Ümraniyespor’un da puan kayıpları yaşamasıyla birlikte Ankaragücü’nün avantajı devam etti. Başkent temsilcisi, 26 Şubat tarihinde oynadığı Bursaspor maçında 1-0 geriden gelerek 2-1’lik skorla rakibini mağlup ederek şampiyonluk yolunda ne kadar iddialı olduğunu göstermeyi başardı.
Bununla birlikte Şubat ayının en kritik müsabakası Büyükşehir Belediye Erzurumspor ile oynanan müsabakaydı ve Ankaragücü bu maçtan da 1-0 galip ayrılarak ayın kapanışını gayet iyi bir şekilde yapmayı bildi.
Tecrübe Farkı
Açık konuşmak gerekirse Ankaragücü oynadığı maçlarda şahane futbol oynamıyor. Bununla birlikte takımın çok iyi futbol oynamıyor oluşu rakiplerine üstünlük kuramıyor olması anlamına da gelmiyor. Başkent temsilcisi, rakipleri karşısında kendisini galibiyete götürecek formülleri bulmak konusunda oldukça mahir.
Bir diğer yandan Ankaragücü adına oldukça önemli bir avantajın da bulunduğunu ve bu avantajın gözle görülebilir olmasa da net bir şekilde hissedilebilir olduğunu belirtmekte fayda var. O avantaj ise Ankaragücü’nün birçok kez zirve yarışı veren ve bu nedenle baskı ile heyecanın daha da arttığı dönemlerde bu durumu idare edebilen bir takım olması.
Ligin ilk yarısında karşısına gelen tüm rakipleri gözü kapalı deviren Ümraniyespor’un ikinci devrede oynadığı maçlarda peş peşe puan kayıpları yaşaması ve performansındaki düşüşü engelleyemiyor olması tesadüf değil.
Ankaragücü’nün rakibinin bu tecrübesizliğinden faydalanarak farkı açması ve bahar aylarında Ankara sokaklarına kupayı getirmeyi başarması oldukça muhtemel. Tabii bunun için de odaklanmanın en üst seviyede rehavetin ise en alt seviyede tutulması gerektiğini söylemek yanlış olmayacaktır.